İlk iki oyunuyla büyük ses getiren serinin yeni oyunu hakkında ortaya çıkan tüm bilgileri bir araya getirdik.
Crysis ilk kez piyasaya çıktığında büyük bir afallama yaşadığımı hatırlıyorum. Başlangıçta sadece benim üzerimde mi acaba diye düşündüğüm bu durum, kısa süre içerisinde tüm çevreme yayıldı. Crysis'in en büyük özelliği şüphesiz grafikleriydi. Daha önce bilgisayar dünyasında görülmemiş derecede detaylı ve gerçekçi grafiklere sahip olan oyun, döneminde tüm bilgisayar sistemlerini sonuna kadar zorlamıştı. Bir de yapımcılarının Türk olduğunu öğrendiğimizde, o artık bizim için bambaşka bir noktadaydı.
Piyasaya Nanosuit isimli bir zırh ile çıkan yapım, karakterimize birçok farklı özelliği sağlayabiliyordu. Tek bir tuş ile darbelere karşı dayanıklılığımız artıyorken, tek bir tuşla inanılmaz bir kas gücüne kavuşabiliyorduk. Yani Crysis ile farklı bir karakter mekaniği beğenimize sunulmuştu.
İkinci oyunuyla beraber yeni grafik motoru olan CryENGINE 3'ü kullanan efsane yapım, artık çok daha detaylı grafikler ile karşımızdaydı. Zaten FPS oyunculuğunun en iyilerinden olan grafiklerin, bir iki yıl içerisinde bu boyutlara gelmesi, pek tabii yine bilgisayarlarımızın sınırlarını zorlamıştı. Birçok çevre tarafından çokça oynana Crysis 2'nin en büyük sorunu, konsollar için de tasarlanmaya çalışılmış olmasıydı belki de. Konsolların limitli donanım sistemleri, Crysis gibi bir oyunu belirli oranda taşıyabiliyordu ve Yerli kardeşler bu duruma en iyi çözümü belirli bir alana sıkıştırmakta buldu. Daha az render yapılmasına imkan tanıyan limitli alanın ismi New York'tan başkası değildi. Fakat oyuncular olarak ilk oyundaki açık arazilerden, bir anda şehre inmek zor gelmiş, oyun birçoklarımız için tek düze bir şekle dönüşmüştü.
Yeni oyun ile birlikteyse yine New York şehrindeyiz, etinden midir, sütünden midir bilinmez ama Yerli kardeşler bu şehri bir kez daha kullanma peşindeler. İkinci oyunun sonunda yaşanan bir olay yüzünden yerle bir olmuş durumda olan şehir, aynı zamanda ormanlık bir alan sunacak bizlere. Yani özünde, ilk ve ikinci oyunun büyük bir harmanı söz konusu. Bu harmanlama yapılırken en çok dikkat edilen özellikse geniş haritalar olmuş. İkinci oyunda bolca şikayet konusu olan sınırlı haritalar ve önceden belirlenmiş olan hikaye akışı, serinin üçüncü oyunu ile tamamen çehre değiştireceğe benziyor.
Her ne kadar ilk FarCry'daki kadar olmasa da yeni ve geliştirilmiş bir "Sandbox" teknolojisi ile karşı karşıya kalacağız. Bu sayede haritalar alabildiğine geniş olacağı gibi, ana senaryoya eklenecek olan ikincil görev sistemi sayesinde bambaşka yerler keşfedebileceğiz. Firma tarafından yapılan açıklamaya göre oyunu birkaç kere bitirdiğimizde bile haritanın tümünü açmış olamayacağız. Hatta kendisini bu işe adayacaklar için "Exploration Reward" şeklinde bir ödül bile bulunacak. İkincil görev, bir diğer deyişle yan görev sistemi üçüncü oyun ile karşımıza ilk defa çıkıyor ve tam olarak nasıl çalışacağı hakkında henüz net bir bilgi bulunmuyor.
Oyunun özüne tekrar dönecek olursak, az önce de bahsettiğim gibi ormana dönüşmüş bir New York harabesinde olacağız. Konsept ise önceki oyunlara göre büyük ölçüde değişiyor zira artık av değil, avcıyız. Yerli kardeşler Crysis 3'de bu duyguyu oyuncuya tattırmak için elinden geleni yapmış. İlk olarak karşımıza yeni Nanosuit çıkıyor. Daha önceleri Stealth, Strength ve Armor özellikleriyle dikkat çeken zırhımız, oyuna yeni eklenen yay ile çok daha önemli bir özellik olan görünmezliğe de sahip. Özellikle ormanda gezerken bolca görünmez kalabilmemize yarayan zırhımız ve hiç ses çıkarmayan yayımız sayesinde düşmanlarımızı anında ortadan kaldırabileceğiz. Bu durum, aynı zamanda oyunun temel mekaniklerini de ön plana çıkarıyor. Yani av değil, avcı konsepti görünmezlik ve yay sistemi ile harika bir şekilde harmanlanmış durumda. Tüm bu güçlü olanın hayatta kaldığı sistemin içerisinde, tıpkı eski oyunlarda olduğu gibi istediğimiz zaman sessizliğimizi koruyabiliyor, istediğimiz zamansa etrafı ateşe vermek suretiyle yolumuza devam edebiliyoruz.
Gelelim silahlara... Yapılan açıklamaya göre eski oyunlarda bulunan silahların birçoğunu Crysis 3'de de görebileceğiz. Yeni oyunla birlikte gelen ve her posterinde görmeye alıştığımız yay ve oklarımız ise çok farklı bir oyun yapısı sunmak için hazırlık yapıyorlar. İlk olarak karşımıza çıkan ok modeli "Standart" oluyor ki kendisi temelde normal seviyedeki uzaylıları öldürmek için tasarlanmış. En önemli özelliğiyse atıldığı yerden gidip geri toplanabilmesi. Bu sayede herhangi bir şekilde cephane sıkıntısı çekmeyeceğiz. İkinci ok modelimiz "Stun / Electro." İsminden de anlaşılacağı üzere sıkıldığı anda düşmanı kısa süreli durdurma potansiyeline sahip olan okun en önemli kullanış şekli, ormanlık alan içerisinde bulunan su birikintileri üzerinde olacak. Düşman ayağını bastığı anda attığımız Electro oku sayesinde kendisi bir süreliğine kilitlenip kalacak. Şimdilik bilinen son ok ise "Explosive." Özellikle daha dayanıklı düşmanlara karşı tasarlanmış olan ok, saplandıktan sonra patlamak suretiyle düşmanlarımıza büyük ölçüde zarar verebilecek. Yayımızda bulunan enerji destek sistemi sayesindeyse tüm oklarımız otomatik olarak "reload" olabilecek. Tüm bu özelliklerin üzerine yayımız ile "zoom" yapabiliyor olmaksa oyuna farklı bir tat katacak gibi gözüküyor.