Osmanlı denizci. Dünya haritaları ve denizcilik kitabıyla tanınmıştır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmiyor. 1465-1470 arasında Gelibolu'da doğdu. Kahire'de öldü. Asıl adı Muhiddin Pirî'dir. Karamanlı Hacı Ali Mehmed'in oğlu ve ünlü Osmanlı denizcisi Kemal Reis'in yeğenidir. Akdeniz de korsanlık yapmakta olan amcasının yanında yaklaşık 1481'den sonra denize açıldı. 1487'de onunla birlikte İspanya'daki Müslümanlar'ın yardımına gitti. 1491-1493 arasında Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına ve Güney Fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldı. Amcasıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin hizmetine girerek 1499-1502 Osmanlı-Venedik Savaşı'nda bir savaş gemisinde kaptanlık yaptı. 1511'de amcasının ölümü üzerine Gelibolu'ya çekilerek Kitab-ı Bahriye (Denizcilik Kitabı) üzerinde çalıştı ve 1513'te bir dünya haritası çizdi. 1516 Mısır seferinde Osmanlı donanmasında kaptan olarak savaştı. 1517'de ilk çizdiği haritayı I. Selim'e (Yavuz) sundu. 1521'de Kitab-ı Bahriye'yi tamamladıktan sonra 1522'de Rodos seferine katıldı.1524'te sadrazam Makbul İbrahim Paşa'yı Mısır'a götüren gemiye kılavuzluk etti. Sadrazamın ilgilenmesi üzerine 1525'te Kitab-ı Bahriye'yi yeniden düzenleyerek onun aracılığıyla I. Süleyman'a (Kanuni) sundu. 1528'de çizdiği ikinci haritasını da padişaha armağan etti. 1528'den sonra güney denizlerinde görev yaptı. Portekizlilerin Aden'i alması üzerine Süveyş'teki Osmanlı donanmasına kaptan atanarak 26 Şubat 1548'de Aden'i geri aldı. 1552'de önemli bir Portekiz üssü olan Maskat'ı ve ardından Kişm Adası'nı alarak Hürmüz Kalesi'ni kuşattı. Portekizliler'in Basra Körfezi'ni kapatmak istediklerini duyarak kuzeye yöneldi. Katar Yarımadası'na, Bahreyn Adası'na egemen olarak Mısır'a geçti. Donanmayı Basra Körfezi'nde bıraktığı için sefer sırasında kendisinden yardımını esirgeyen Basra Valisi Kubâd Paşa'nın da girişimleriyle suçlu görülerek idam edildi. Büyük bir denizci olduğu kadar büyük bir haritacı olan Pirî Reis, korsanlık günlerinden başlayarak gezip gördüğü yerleri yabancı kaynaklardan da yararlanarak tarihi ve coğrafi özellikleriyle birlikte kitabında anlatmış ve haritalarını çizmiştir. Kitab-ı Bahriye'nin nazımla yazılan ve denizcilikle ilgili tüm bilgilerin toplandığı başlangıç bölümünde, genel açıklamalardan sonra Ege ve Akdeniz adaları tanıtılarak, denizle ilgili gözlem ve deneyim önemi vurgulanır. Fırtına, rüzgâr çeşitleri, pusula ve haritanın tanımından sonra dünyayı kaplayan denizler ve karaların oranı belirtilir. Portekizliler'in denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri, Çin Denizi, Hint Okyanusu, Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki rüzgârlar, Basra Körfezi, Atlas Okyanusu ayrıntılı biçimde anlatılır. Düz yazı ile anlatımın başladığı haritalı bölüm asıl metni oluşturur. Bu bölümde Çanakkale Boğazı'ndan başlayarak Ege Denizi kıyı ve adaları, Adriyatik denizi kıyıları, Batı İtalya, Güney Fransa, Doğu İspanya kıyılarıyla çevresindeki adalara ilişkin tarihi, coğrafi bilgiler verilerek kuzey Afrika kıyıları, Filistin, Suriye, Kıbrıs ve Anadolu kıyıları izlenerek Marmaris'te tüm Akdeniz'in havzası noktalanır. 1513'te çizdiği ilk haritasında Kristof Kolomb'un 1498'de çizdiği Amerika haritasından, Portekiz ve Arap haritalarından yararlandığını belirtir. Elde kalan parçası Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarıyla Atlas Okyanusunu, Antil Adalarını, Orta ve Güney Amerika'yı gösterir. 1528'de çizdiği ikinci haritasından günümüze kalan parça, büyük bir dünya haritasının kuzey batı köşesi olup Atlas Okyanusu'nun kuzeyini, kuzey ve orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını ve Grönland'dan Florida'ya uzanan kıyı şeridini içerir. Adalar ve kıyılar son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizilidir. Keşfedilmeyen yerler ise beyaz bırakılarak, bilinmediği için çizilmediği belirtilir. İlk haritadan daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak döneminin en ileri örneğidir.
doğum tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğum tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şifre deyipte geçmeyin
O+K Research tarafından Kaspersky Lab için yapılan araştırma, tüketicilerin mobil ve online şifreleriyle sanal hırsızların işlerini kolaylaştırdığını gözler önüne seriyor.
Araştırmaya göre kullanıcıların %34’ü bilgilerini korumak için eski ve kolayca elde edilebilecek şifreleri tercih ederken, %12’si de şifreleri unutmamak için bir kağıdayazıp bilgisayarın yanına bırakıyor.
Kolayca elde edilebilecek bir şifre, kişisel fotoğraflarınızdan başlayıp kredi kartı bilgilerine kadar her türlü kişisel verinizin tehdit altında olması anlamına geliyor. Bu nedenlegüvenli içerik ve tehdit yönetimi çözümlerinin lider geliştiricisi KasperskyLab, tüketicilere mobil ve online servislere erişmek için karmaşık şifrelerin kullanılmasını öneriyor. Hatta farklı servisler için aynı şifreyi kullanmamak da önemli. Tek ve basit bir şifre kullananların sadece önemli bilgileri değil, aynı zamanda sosyal ağ sitelerindeki hesapları üzerinden “online” prestijleri de tehdit altında.
O+K Research tarafından KasperskyLab için dünya çapında 25 ülkede gerçekleştirdiği araştırma ise kullanıcıların bu tehdidin farkında olmadığını ortaya seriyor. Çünkü araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %34’ü eski ve kolayca elde edilebilecek şifreleri tercih ettiğinden tehditlere karşı tamamen korumasız duruma düşüyor.
DOĞUM TARİHİ ÇOK POPÜLER
Araştırmaya göre, özel teknikler kullanılmadan kolayca saldırılara uğrayabilecek güvenli olmayan şifre kullanımı oldukça yaygın. Örnek olarak doğum tarihi (%17), göbek adı (%10) ya da evcil hayvan ismi (%9) verilebilir.Bunlar gibi bilgiler sadece yakın arkadaşlar ve akrabalarınız tarafından bilinmeyebilir. Araştırmaya katılan diğer katılımcıların %8’i ‘123456’ gibi basit kombinasyonlar kullanırken, %5’i şifre olarak “şifre” kelimesini tercih ediyor. Bu tarz bir “koruma”, kolay tahmin edilen kelimelere dayalı diğer şifreler gibi kolayca ortaya çıkarılıyor.
ŞİFRE DEPOLAMA EN İYİ KORUMAYI SAĞLIYOR
KasperskyLab yetkilileri ayrıca tüketicileri şifrelerini nerede sakladıklarına da dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarıyor. Kullanıcıların çoğu (%71) ezberlemeyi tercih ediyor; aslına bakılırsa bu kötü bir yöntem değil. Ancak bu yöntem kullanıcıların kolay şifreler seçmelerine ya da birden fazla hesap için aynı şifreyi kullanmalarına yol açıyor. Kullanıcıların %46’sı ise hayati önem taşıyan şifrelerini en az bir kez unuttuklarını itiraf ediyor. Daha vahim olan sonuçlar ise şu şekilde sıralanıyor: %12’si şifrelerini bir kağıt parçasına yazıp bilgisayarlarının yanında bırakıyor. %23’ü ise şifreleri için defter tutuyor. Şifre depolama için tasarlanan özel programlar en iyi korumayı sağlamasına rağmen, katılımcıların sadece %7’si tarafından kullanılıyor. MeselaKaspersky PURE 2.0 ürününe entegre edilmiş “Password Manager” (Şifre Yöneticisi), saldırılara karşı dayanıklı şifreler üretirken, kullanıcıların talebine göre otomatik olarak şifre girişi yapıyor. Sonuç olarak kullanıcılar, bu teknolojiyle güvenilir ve en önemlisi yetkisiz kullanımları engelleyen özgün şifrelere sahip oluyor.
Araştırmaya göre kullanıcıların %34’ü bilgilerini korumak için eski ve kolayca elde edilebilecek şifreleri tercih ederken, %12’si de şifreleri unutmamak için bir kağıdayazıp bilgisayarın yanına bırakıyor.
Kolayca elde edilebilecek bir şifre, kişisel fotoğraflarınızdan başlayıp kredi kartı bilgilerine kadar her türlü kişisel verinizin tehdit altında olması anlamına geliyor. Bu nedenlegüvenli içerik ve tehdit yönetimi çözümlerinin lider geliştiricisi KasperskyLab, tüketicilere mobil ve online servislere erişmek için karmaşık şifrelerin kullanılmasını öneriyor. Hatta farklı servisler için aynı şifreyi kullanmamak da önemli. Tek ve basit bir şifre kullananların sadece önemli bilgileri değil, aynı zamanda sosyal ağ sitelerindeki hesapları üzerinden “online” prestijleri de tehdit altında.
O+K Research tarafından KasperskyLab için dünya çapında 25 ülkede gerçekleştirdiği araştırma ise kullanıcıların bu tehdidin farkında olmadığını ortaya seriyor. Çünkü araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %34’ü eski ve kolayca elde edilebilecek şifreleri tercih ettiğinden tehditlere karşı tamamen korumasız duruma düşüyor.
DOĞUM TARİHİ ÇOK POPÜLER
Araştırmaya göre, özel teknikler kullanılmadan kolayca saldırılara uğrayabilecek güvenli olmayan şifre kullanımı oldukça yaygın. Örnek olarak doğum tarihi (%17), göbek adı (%10) ya da evcil hayvan ismi (%9) verilebilir.Bunlar gibi bilgiler sadece yakın arkadaşlar ve akrabalarınız tarafından bilinmeyebilir. Araştırmaya katılan diğer katılımcıların %8’i ‘123456’ gibi basit kombinasyonlar kullanırken, %5’i şifre olarak “şifre” kelimesini tercih ediyor. Bu tarz bir “koruma”, kolay tahmin edilen kelimelere dayalı diğer şifreler gibi kolayca ortaya çıkarılıyor.
ŞİFRE DEPOLAMA EN İYİ KORUMAYI SAĞLIYOR
KasperskyLab yetkilileri ayrıca tüketicileri şifrelerini nerede sakladıklarına da dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarıyor. Kullanıcıların çoğu (%71) ezberlemeyi tercih ediyor; aslına bakılırsa bu kötü bir yöntem değil. Ancak bu yöntem kullanıcıların kolay şifreler seçmelerine ya da birden fazla hesap için aynı şifreyi kullanmalarına yol açıyor. Kullanıcıların %46’sı ise hayati önem taşıyan şifrelerini en az bir kez unuttuklarını itiraf ediyor. Daha vahim olan sonuçlar ise şu şekilde sıralanıyor: %12’si şifrelerini bir kağıt parçasına yazıp bilgisayarlarının yanında bırakıyor. %23’ü ise şifreleri için defter tutuyor. Şifre depolama için tasarlanan özel programlar en iyi korumayı sağlamasına rağmen, katılımcıların sadece %7’si tarafından kullanılıyor. MeselaKaspersky PURE 2.0 ürününe entegre edilmiş “Password Manager” (Şifre Yöneticisi), saldırılara karşı dayanıklı şifreler üretirken, kullanıcıların talebine göre otomatik olarak şifre girişi yapıyor. Sonuç olarak kullanıcılar, bu teknolojiyle güvenilir ve en önemlisi yetkisiz kullanımları engelleyen özgün şifrelere sahip oluyor.