Denetim elemanı olarak çok sık karşılaştığımız sorulardan biridir. Hem mükelleflerden hem de meslek mensupları tarafından bu soruyla karşı karşıya kalıyoruz. Sahte belge kullanma nedeniyle incelenen mükellefler kullandığı bu belgenin sahte (Naylon) olduğunu ben nasıl anlarım diye soruyorlar. Haklı olarak mükellefler bazen bu belgeleri bilmeden kullanıyorlar. Bazende bu belgeleri bilerek kullanarak vergisel avantajlar sağlıyorlar.
Günün birinde Naylon fatura düzenleniyor diye yapılan ihbar üzerine, polisler olay yerine intikal ediyor. Polislerden biri naylon faturalardan birini eline alıyor ve parmakları arasında götürüp getirdikten sonra; “bu bildiğimiz kağıt fatura bunların neresi naylon fatura” diye söyleniyor. Tabi bu işin şakası onun için sizde naylon faturayı böyle anlamaya çalışmayın yoksa yanılırsınız.
Naylon faturanın nasıl anlaşılacağına geçmeden önce naylon fatura hakkında biraz açıklama yapmakta yarar var.
Aslında vergi kanunlarımızda naylon fatura diye bir fatura bulunmamaktadır. Halk arasında naylon fatura olarak isimlendirilen ve vergi kanunlarımızda sahte olarak belirtilen belgelerden, VUK'nun 359. maddesinde bahsedilmiştir.
Sözkonusu madde de sahte belge şu şekilde tanımlanıyor:
Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelerin sahte olduğu belirtiliyor. Örneğin herhangi bir mal satmadan mal satmış gibi fatura düzenlemek. Her ne kadar bu faturayı düzenleyen mükellefin gerçek bir ticari faaliyeti bulunsa dahi; gerçekte bir satışı olmadığı için bu belge sahte belge olarak kabul edilir.
Bazen mükellefler fatura aldıkları kişilerin gerçek ticari faaliyetlerinin olduklarını ve dolayısıyla bu belgenin sahte olmadığını iddia etmektedirler.
Evet; mükellef gerçekten ticari bir faaliyette bulunuyor olabilir. Ama sen herhangi bir mal veya hizmet almadan o belgeyi alırsan o belgede sahte olur.
Bilerek Sahte belge kullanma fiili için, VUK'nun 359'uncu maddesine göre 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası var. Ayrıca ziyaa uğratılan vergi nedeniyle 3. kat tutarında vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Bununla birlikte mükellef kesilen vergi ve cezalar için tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşmadan yararlanamıyorlar. Görüleceği üzere vergi kanunlarımız bilerek sahte belge kullananlara ağır müeyyideler getirmiştir.
Ancak bazen mükellefler gerçekten farkına varmadan sahte belge kullanabiliyorlar. Böyle bir durumda yine bahsettiğimiz bu müeyyidelerle mi karşı karşıya kalacaklar? Bunun ayırımını vergi inceleme elemanları yapmaktadırlar. Yapılan vergi incelemesi sırasında, Vergi inceleme elemanında bunu bilmeden kullandığı yönünde bir kanaat oluşursa; o zaman ziyaa uğratılan vergi için tek kat vergi ziyaı cezası kesiliyor ve mükellefler uzlaşmadan yararlanıyorlar.
Sesinizi duyar gibiyim! “Artık şu naylon faturayı nasıl anlayacağız onu söyle” diye. Tamam, şimdi açıklıyorum. Az önce bahsettiğimiz müeyyidelerle karşılaşmamak ve başınıza dert açmak istemiyorsanız şu hususlara dikkat etmenizde yarar vardır.
- Mal veya hizmet aldığımız kişinin işyerine gidip gerçekte böyle bir faaliyeti varmı yokmu öğrenebiliriz.
- Mal veya hizmet aldığınız kişinin size verdiği faturanın kendisine ait olup olmadığına dikkat ediniz. Eğer size mal aldığım yerden fatura kesitereceğim diyorsa o fatura sahte olabilir.
- İnternet ile birlikte artık neredeyse her şirketin web sitesi bulunmakta. Sizde internet üzerinden böyle bir firmanın olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Eğer mal veya hizmet aldığınız firmanın web sitesi varsa sizde olumlu bir kanaat oluşabilir. Şirketin ismini google arama motoruna yazmanız yeterli olacaktır.
- Mal veya hizmet aldığınız mükelleflere ödemeleri bankadan yapmanız o malı gerçekten aldığınıza dair bir kanıt olur. Ancak tamamını bankadan ödeyip sonra geri kalan kısmını alma yoluna başvurmayın. Çünkü vergi incelemesi sırasında ortaya çıkıyor. (Burası önemli)
-Bir diğer ispat şekli, aldığınız malın nakliyesini nasıl sağladığınız hususu ki, malın nakliyesi belgelerle ispatlanabilecek ise olumlu kanaat oluşturabilir.
- Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığının web sitesinden mal aldığınız mükelleflerin faal olup olmadıklarına bakabilirsiniz. Bazen bakıyorsunuz mükellef terk etmiş ancak terk tarihinden sonra fatura düzenlemiş. İşte web sitesinden bakarsanız bunun önüne geçmiş olursunuz.
Yukarıda değindiğimiz hususlara azami şekilde dikkat edilirse sahte belge kullanma nedeniyle karşılaşabileceğiniz müeyyidelerden kurtulabilirsiniz. Bilindiği üzere artık ba ve bs formları aylık olarak verilmekte ve verilen bu formlar çapraz kontrole tabi tutulmaktadır. Bu nedenle sahte belge kullanımının tespit edilmesi son derece kolaylaşmaktadır. Diğer elektronik kaynaklar da denetim elemanlarına büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Dolayısıyla son derece dikkatli olmakta yarar vardır. Astarı yüzünden pahalı işlere girişmeyin diyerek sözlerimi bitirirken bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle!
Günün birinde Naylon fatura düzenleniyor diye yapılan ihbar üzerine, polisler olay yerine intikal ediyor. Polislerden biri naylon faturalardan birini eline alıyor ve parmakları arasında götürüp getirdikten sonra; “bu bildiğimiz kağıt fatura bunların neresi naylon fatura” diye söyleniyor. Tabi bu işin şakası onun için sizde naylon faturayı böyle anlamaya çalışmayın yoksa yanılırsınız.
Naylon faturanın nasıl anlaşılacağına geçmeden önce naylon fatura hakkında biraz açıklama yapmakta yarar var.
Aslında vergi kanunlarımızda naylon fatura diye bir fatura bulunmamaktadır. Halk arasında naylon fatura olarak isimlendirilen ve vergi kanunlarımızda sahte olarak belirtilen belgelerden, VUK'nun 359. maddesinde bahsedilmiştir.
Sözkonusu madde de sahte belge şu şekilde tanımlanıyor:
Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelerin sahte olduğu belirtiliyor. Örneğin herhangi bir mal satmadan mal satmış gibi fatura düzenlemek. Her ne kadar bu faturayı düzenleyen mükellefin gerçek bir ticari faaliyeti bulunsa dahi; gerçekte bir satışı olmadığı için bu belge sahte belge olarak kabul edilir.
Bazen mükellefler fatura aldıkları kişilerin gerçek ticari faaliyetlerinin olduklarını ve dolayısıyla bu belgenin sahte olmadığını iddia etmektedirler.
Evet; mükellef gerçekten ticari bir faaliyette bulunuyor olabilir. Ama sen herhangi bir mal veya hizmet almadan o belgeyi alırsan o belgede sahte olur.
Bilerek Sahte belge kullanma fiili için, VUK'nun 359'uncu maddesine göre 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası var. Ayrıca ziyaa uğratılan vergi nedeniyle 3. kat tutarında vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Bununla birlikte mükellef kesilen vergi ve cezalar için tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşmadan yararlanamıyorlar. Görüleceği üzere vergi kanunlarımız bilerek sahte belge kullananlara ağır müeyyideler getirmiştir.
Ancak bazen mükellefler gerçekten farkına varmadan sahte belge kullanabiliyorlar. Böyle bir durumda yine bahsettiğimiz bu müeyyidelerle mi karşı karşıya kalacaklar? Bunun ayırımını vergi inceleme elemanları yapmaktadırlar. Yapılan vergi incelemesi sırasında, Vergi inceleme elemanında bunu bilmeden kullandığı yönünde bir kanaat oluşursa; o zaman ziyaa uğratılan vergi için tek kat vergi ziyaı cezası kesiliyor ve mükellefler uzlaşmadan yararlanıyorlar.
Sesinizi duyar gibiyim! “Artık şu naylon faturayı nasıl anlayacağız onu söyle” diye. Tamam, şimdi açıklıyorum. Az önce bahsettiğimiz müeyyidelerle karşılaşmamak ve başınıza dert açmak istemiyorsanız şu hususlara dikkat etmenizde yarar vardır.
- Mal veya hizmet aldığımız kişinin işyerine gidip gerçekte böyle bir faaliyeti varmı yokmu öğrenebiliriz.
- Mal veya hizmet aldığınız kişinin size verdiği faturanın kendisine ait olup olmadığına dikkat ediniz. Eğer size mal aldığım yerden fatura kesitereceğim diyorsa o fatura sahte olabilir.
- İnternet ile birlikte artık neredeyse her şirketin web sitesi bulunmakta. Sizde internet üzerinden böyle bir firmanın olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Eğer mal veya hizmet aldığınız firmanın web sitesi varsa sizde olumlu bir kanaat oluşabilir. Şirketin ismini google arama motoruna yazmanız yeterli olacaktır.
- Mal veya hizmet aldığınız mükelleflere ödemeleri bankadan yapmanız o malı gerçekten aldığınıza dair bir kanıt olur. Ancak tamamını bankadan ödeyip sonra geri kalan kısmını alma yoluna başvurmayın. Çünkü vergi incelemesi sırasında ortaya çıkıyor. (Burası önemli)
-Bir diğer ispat şekli, aldığınız malın nakliyesini nasıl sağladığınız hususu ki, malın nakliyesi belgelerle ispatlanabilecek ise olumlu kanaat oluşturabilir.
- Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığının web sitesinden mal aldığınız mükelleflerin faal olup olmadıklarına bakabilirsiniz. Bazen bakıyorsunuz mükellef terk etmiş ancak terk tarihinden sonra fatura düzenlemiş. İşte web sitesinden bakarsanız bunun önüne geçmiş olursunuz.
Yukarıda değindiğimiz hususlara azami şekilde dikkat edilirse sahte belge kullanma nedeniyle karşılaşabileceğiniz müeyyidelerden kurtulabilirsiniz. Bilindiği üzere artık ba ve bs formları aylık olarak verilmekte ve verilen bu formlar çapraz kontrole tabi tutulmaktadır. Bu nedenle sahte belge kullanımının tespit edilmesi son derece kolaylaşmaktadır. Diğer elektronik kaynaklar da denetim elemanlarına büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Dolayısıyla son derece dikkatli olmakta yarar vardır. Astarı yüzünden pahalı işlere girişmeyin diyerek sözlerimi bitirirken bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle!